Girdap Teorisi
  Teorinin devamı
 
                                                    Teorinin devamına buradan ulaşabilirsiniz.
                                       Teo
rinin açıkladığı şeylerden biri de manyetik alanda dönen u şeklinde bir telde elektrik akımı oluşmasıdır. Bu inanılmaz gibi görülen olayı teorimiz açıklamaktadır. şimdi bunu açıklamayalım. bunun şeklini aşağıda görebiliriz. şekilde kısa bir kenarı eksik olan dikdörtgen şeklinde bir tel var ve bu tel bir manyetik alanın içinde. Burada bir elektrik akımı oluşacak.burada oluşan elektrik akımını anlatmak için bu teli teli üçe ayırarak inceleyebiliriz. birincisi telin a kısmı yani şekildeki telin üst kısmı ikincis b yani telin yan kısmının ilk yarısı, üçüncüsü ise telin yan kısmının alt yarısı , dördüncüsü ise telin alt kısmı yani d. tel sayfa düzlemine dik bir şekilde dururken manyetik alan da sayfa sayfa düzlemine diktir. bu durumda teli saat yönünde çevirirsek tel sayfa düzlemiyle bir açı yapacaktır. bu durumda teldeki elektronlar manyetik alana paralelleşirler(align). bu açı yapar durumda tel hala hareket ederken, telin a ve b kısmında bulunan elektronlar iki yönde hareket ederler diyebiliriz. birincisi bize doğru hareketi , ikincisi de aşağı doğru yani manyetik alan yönündeki hareketidir. şimdi bu a ve b kısmında bulunan elektronlar üzerindeki kuvvetleri inceleyelim. hareketleri tek tek ele alalım. manyetik alan yönündeki yani aşağıya doğru hareketleri elektron üzerinde herhangi bir etkili kuvvet meydana getirmez. çünkü esir akıntısı elektronun her yönünde aynıdır. aslında bir kuvvet oluşur fakat bu kuvvet elektronun heryönünde elektronun içinden dışına doğrudur. elektron bu hareketi sebebiyle herhangi bir yerdeğiştirme yapmaz . şimdi elektronların bize doğru gelmelerinin elektron üzerindeki etkilerine bakalım. bize doğru elektron gelirken telin a ve b kısmında elektronun spin yönü manyetik alanla aynı olacağından , elektron manyetik alana paralel(align) olmuş bir şekilde manyetik alanı keser.bu durumda elektronun bize göre arkasında ve önünde herhangi bir esire göre basınç değişimi olmazken , elektronun bize göre sağında elektronun yüzey hızının
 esire göre yani manyetik akıntıya göre hızı (elektronun hızı)+(elektronun yüzey hızı) olur. elektronun sol tarafında ise elekton yüzeyinin esire göre hızı (elektron yüzey hızı)-(elektronun hızı) olur. bu durumda elektronun solundaki esir basıncı sağındaki esir basıncından daha fazla olur.çünkü basınç kesilmemiştir. bu durumda da elektron soldan sağa doğru hareket etmeye başlar.telin c ve d kısmında ise elektronların hız vektörlerinin yönü , telin a ve b kısmındaki elektronların hız vektörlerinin yönlerinin tam tersi olduğundan , telin c ve d kısmındaki elektronlar da sağdan sola doğru bir hareket yaparlar. böylece devreden bir elektrik akımı geçmesi gerekir.

                                           


















                                    TEORİ İÇİNDE BAŞARILI BİR ÖNGÖRÜ(PREDICTION)(BAŞKA TEORİLERLE AÇIKLANAMIYOR)
                                     Şimdi teorinin söylediği şeyleri ispatlayacak Bir şey söyleyelim. Görüldüğü gibi manyetik alan denizin akıntısıdır. Bu durumda biz de eğer denize göre hareket edersek bu durumda biz de sahte bir manyetik alan hissetmeliyiz. Bu durumda çok hızlı giden araçlarda ekstra bir manyetik alan hissetmeliyiz. Bununla teoriyi test edebiliriz . Benim hesaplarıma göre dünyanın manyetik akıntısı , dünyaya göre saatte 5000 kilometre hızla hareket etmektedir. Bu sonucu dev gezegenlerden çıkarmıştım. Bunu da kısaca açıklayalım çünkü bu teori gezegenlerin nasıl oluştuğu konusunda da çok önemli şeyler söylüyor. Özellikle dev gezegenlerin oluşumu hakkında söyledikleri çok kaydadeğer. Aynı zamanda halkaların oluşumuyla ilgili de çok önemli ipuçları veriyor.

 

                                       Güneş sistemimizde 9 tane gezegen var. bunlar merkür venüs dünya mars, jupiter üranüs neptün ve pluton.  Bunların birçoğuna uydu gönderdik ve haklarında bazı bilgiler sahibiyiz. Şimdi bununla beraber akışkanlar mekaniğinden de sözetmek istiyorum. sonra bu iki sonucu birleştirip başka bir sonuca ulaşacağız. Akışkanlar mekaniğiyle ilgili söylemek istediğim şu: bir küreyi alalım. Diyelim ki bir cam küre olsun. Sonra bu küreyi bir sıvı içine mesela bir su içine bırakalım. sonra bu küreyi bir eksen etrafında döndürelim. aynı dünyanın döndüğü gibi küre de sıvı içinde dönsün. bu durumda şöyle bir türbülans oluşuyor



        resmin alındığı kitap: Theory of rotating fluids greenspan, harvey p.(harvey philip) london, cambridge u.p.,1968

resim1: a,b,c,d,e:bir sıvı içinde değişik hızlarla dönen kürelerin ekvatorlarında meydana gelen türbülanslar. Kürenin ekvatoru civarından sıvı fırlatılıyor. f:küre yarım olunca türbülans meydana gelmiyor. (şekil, greenspan ve harvey p. in yazarı olduğu “theory of rotating fluids” adlı kitaptan alınmıştır.london, cambridge u.p.,1968)

 

                 bu durumda görüldüğü gibi dönen kürenin ekvatorundan etrafa sıvı atılmaktadır. bu olay tam dev gezegenlerde olduğu gibi olması gerektiğini ilk başta düşünmüştüm. bu teoriyi düşündükten sonra böyle bir türbülansa ihtimal vermiştim yani. ben teorimden emindim. ancak insan bilgisi olduğu için yüzde yüz eminlik diye Bir şey sözkonusu olmamalıdır. fakat yine de söyleyebiliriz.  çok yüksek ihtimalle teorimin doğru olduğunu biliyordum ilk başta. akışkanlar mekaniğindeki bu türbülansı da gördükten sonra dev gezegenlerde de böyle Bir şey olabileceğini düşündüm. çünkü bu sıvının sadece sıvı olarak kalmayabileceğini düşünüyordum. (Yani esir sıvısının.) katı ,gaz ve daha bilinmeyen hallerde de olabilirdi bu sıvı. ilk aklıma gelen, bu sıvının katısı üzerine , bu sıvının vortekslerinin yapışması gerektiği oldu. öyle olması gerekir çünkü vorteks bu sıvının yani esirin katısın dokunduğunda artık o taraftan ona hiçbir basınç gelmez. ona zıt taraflarından ise hala esir basıncı etkisi altındadır. bu durumda da esirin vorteksi yani maddeler , yani bir anlamda çalkantılı esir,  esirin katısına yapışmak zorunda. Bu düşünce ve bazı daha farklı düşünceler aklıma gezegenleri getirdi. gezegenlerin oluşmasında da böyle bazı süreçler olabilirdi. bu türbülansı da gördüğümde bunun gezegenlerle ilgili anahtar bir bilgi olduğunu anladım. bu durumda ne söyleyebiliriz.  bu durumda inanması zor ama şunu söyleyebiliriz. bu örneğimizi jupiter üzerinden yapalım. jupiterde çok madde olduğuna inanırız. çünkü kütlesinin çok olduğuna inanırız. jupiter güneş sistemindeki güneşten sonra en büyük şeydir.

                herneyse. gezegenlerin katı esir üzerine yapışan vortekslerle oluştuğunu düşündükten sonra yukarıdaki türbülansı gezegenlerin de yaptığını anladım, daha doğrusu düşündüm. fakat bunu test etmem gerekiyordu. bu durumda gezegenlerin ekvatoru civarından halkalara doğru esir sıvısını fırlatmaları gerekiyordu. bu da gezegenin ekvator civarındaki atmosferinden en iç halkaya doğru bir manyetik alan olması gerektiğini gösteriyordu.  daha önceden gezegenler hakkında bazı bilgilerim olmasına rağmen bu manyetik alanın olduğunu söyleyen bir bilgim kesinlikle yoktu. Bu konuda hiçbir fikrim de yoktu. Daha sonra araştırmaya başladım. Böyle bir bilgi detay olarak kabul edilebilir ve verilmeyebilirdi. Bu yüzden zorlanacağımı zannetmiştim. Ancak çok fazla çabalamadan buna benzer birşeyin gerçekten de var olduğunu bir internet sitesinden  öğrendim. yani jupiterin  halka düzleminde gezegenden dışa doğru bir manyetik alan olduğunu gördüm. daha sonra tam istediğim şeyi buldum. jupiterin atmosferinin üzerinden , jupiterin en iç halkasına doğru bir manyetik alan olduğunu söylüyordu okuduğum makale. tabii ki bunu da ben arıyordum. Tabii bu aslında gezegenden halkaya doğru fırlatılan esir sıvısıydı.bunu bulmayla birşeyi daha bulmuş olduk ve bir muammayı daha çözdük. Yani düşündüğüm şey doğruydu. Burada bir mesele daha günyüzüne çıkıyordu. O da şu:manyetik alanın yönünü, doğal olarak ters almış olabilirdik. yani sıvı akıntısının ters yönüne de manyetik kuzey demiş olabilirdik , sıvının gittiği yöne de manyetik güney demiş olabilirdik. ama bu bilgiyle anladım ki bizim kuzey manyetik kutup dediğimiz yön sıvının akıntı yönüyle aynı yöndür. Yani manyetik alanın yönünü bilmeden doğru almışız. Esirin geldiği yöne manyetik güney, esirin gittiği yöne de manyetik kuzey demişiz.  bu da karışıklıkları engellemesi bakımından kötü değildi. Yani manyetik alanın yönü sıvının aktığı yöndür. Sıvı ileriye doğru akıyorsa , manyetik alan da ileriye doğru demektir. Bizim manyetik alanın yönü dediğimiz şey , sıvının aktığı yöndür. Yani bir manyetik alanın yönü geriden ileriye doğruysa , burada sıvı geriden ileriye doğru akıyor demektir. Bu bilgiyi bulmam çok önemli olmuştu çünkü hiç olmayan birşeyi bulmuştum. Hiçbirşekilde açıklanamayacak bir manyetik alanın ne olduğunu ben adım adım ilerleyerek , açık açık görerek izlemiştim. Bu önemliydi. Yani gezegen atmosferi üzerinden , gezegenin halkalarına giden düz bir manyetik alanı kim nasıl bir şekilde açıklayabilirdi. Ayrıca böyle bir manyetik alan olduğunu bilmeden, kim böyle bir manyetik alan olacağını önceden söyleyebilirdi. Böyle bir  manyetik alanın oluşabilme sebebi hakkında bir bilgi dahi yoktur. Dolayısıyla zaten böyle bir manyetik alana tek açıklama da bizim teorimiz olup, böyle bir manyetik alanı öne sürdükten sonra teorimiz, böyle bir manyetik alan bulunmuştur tarafımızdan. Dolayısıyla doğruluğundan şüphe edemeyiz söylediğimiz şeyin. Tabii yine ihtimaller vardır. Ancak doğru bizim söylediğimizdir.

                         Bu durumda ,sonuçta aradığım şeyi bulmuştum. buradan gezegen halkalarının bu manyetik alanla bir ilgisi olması gerektiği sonucu da çıkıyor. çünkü bu manyetik alan hem jupiterin halkalarını kapsıyor hem de jupiterin halosunu kapsiyordu. ben de manyetik alandan başlayarak halkalara ulaştığımdan , yani manyetik alanı bulduktan sonra halkaların manyetik alana uygun olduğunu gördüğümden ,halkaların manyetik alan sebebiyle oluştuğu sonucuna varmam normal bir durum. Çünkü sırayla gidiyoruz ve onlar karşımıza çıkıyor. Üstelik doğru bir yoldan gidiyoruz.yani bu halo manyetik alanı bizim dediğimiz kaynaktan çıkmıştır. İç halkalara giden manyetik alan da  bu manyetik alanın devamıdır. bu manyetik alanın halkalardan kaynaklandığını söyleyenler olabilir. ama bir açıklama lazım. bunu birilerinin açıklaması gerekir. nasıl oluşmuş ve nasıl oluşabilir böyle bir manyetik alan. bunu hiçkimse açıklamamış. böyle bir manyetik alan olası görünmüyor. yani böyle bir manyetik alan imkansız gibi. gezegenin tüm ekvator kısmından dışarı doğru giden bir manyetik alan. burada  da yukarıdaki şekille jupiter arasında bir farklılık olduğunu söyleyebiliriz. çünkü şekilde tam merkezden yani kürenin ekvatorundan sıvı fırlatılırken, jupiterin manyetik alanı jupiterin ekvatorunun çok üst ve altından başlıyor olabilir. bunun sebebi de şu olabilir ancak bu sadece bir tahmindir:jupiterin içinde katılaşmış küre şeklinde esir maddesi vardır, eğer esire madde diyebiliyorsak. bu kürenin yarıçapı çok büyüktür. jupiterin yarıçapının 34 ü kadar. bu küre döndükçe , bu küre bir esir sıvısının içinde olduğu için yukarıdaki şekildeki türbülans oluşur. ancak buradan sıvının fırlatılmasına sebep olan merkezkaç kuvveti ise eğer , bu kuvvet sadece jupiterde ve diğer dev gezegenlerde daha yukarıda oluşur. tek farkı bu. bunu biraz daha açalım. bu dev katı esir küresinde kürenin esiri tutma kuvveti, esirin üzerindeki merkezkaç kuvvetine eşit olduğunda esir fırlatılır.ve esirin fırlaması manyetik alan olduğundan gezegenin dışında bulunan bu manyetik alan yüklü parçacıkları(gezegenin global manyetik alanından alarak) tutar diyelim. böylece de halkalar oluşabilir. bunun dışında aynı türbülans oluşuyor. Böyle olmazsa da jupiterin ekvatoundan aşağıdan yukarıya doğru ve yukarıdan aşağıya doğru ilerleyen sıvlar , ekvatorda buluştuklarında gidecek yer bulamayabilirler ve fırlayabilirler. Ancak bu fırlamayla ekvatorun çok üstündeki ve altlarındaki sıvılar da sıkışır ve oradaki sıvılar da fırlatılabilirler. bu durumda gezegenlerin oluşmasının ardındaki sır perdesi biraz aralanıyor. dev gezegenler böyle oluşmuş olsun. peki diğer küçük gezegenler de mi böyle oluşmuştur. bunu tam olarak bilemeyiz. ancak buna mutlaka ihtimal vermek zorundayız. Eğer  söylediğimiz doğruysa jupiterin halosu boyunca jupiterin atmosferinin üstlerinden de jupiterin ilk halkasına doğru yani ana halkasına doğru manyetik alan olması gerekebilir. Yani resim 1 deki türbülans tam olarak oluşuyorsa sorun yok. Ama biraz değişikse yukarıdaki söylediklerimizden birinin doğru olması gerekir. Bu durumda da yukarıdaki söylediğimiz halo içerisinin jupiterden ana halkaya doğru manyetik akıntıyla dolu olması gerekir.



 Resim2: jupiterin halosu. Yukarıdaki söylediklerimiz doğruysa halo boyunca resimdeki sağdan soldaki halonun biriş noktasına doğru manyetik akıntılar olması gerekir. Ancak bu manyetik alan yoksa bile arasığımız manyetik alanı zaten daha önce söylediğimiz gibi bulmuşturk.bu da jupiterin şekildeki ekvatorundan , solda halonun bittiği yerle halkanın kesiştiği yere doğrudur.

 

                          benim tahminime göre tüm gezegenler böyle oluşmuştur. burada hiçbir ispat olmadan şu basit şeyi söyleyeceğim. bence kesin olarak gezegenlerin küre şeklindeki ayları da halkalardan oluşmuştur . dolayısıyla eğer bir gezegenin küre şeklinde bir veya birkaç ayı yani uydusu varsa bu durumda o gezegenin şimdi veya eskiden mutlaka halkaları vardır veya vardı. bunların daha sonra içlerinde bulunan katı haldeki esir maddesi eridi. Yani bu küçük gezegenlerin içlerinde bulunan katı esir maddesi zamanla eriyerek sıvılaştı. bu sebeple halka manyetik alanları sona erdi. Gezegenler artık dev olarak kalamadılar ve küçüldüler. Çünkü içlerindeki çok büyük katı esir küreleri eridi. böyle olunca halkaları da dağıldı. aylar da zaten oldukları üzere yörüngede kaldılar. ayların oluşması da belki bazı çeşit manyetik türbülanslara bağlı olabilirler. belki bazen halka düzleminde dev manyetik vorteksler oluşuyor. bu dev manyetik vorteksler de halkalarda ve gezegenin global manyetik alanında bulunan yüklü parçacıkları kendi bünyesine katmış olabilirler. böylece gezegenlerin ayları oluşmuştur . bence aylar yani gezegenlerin uyduları çarpışmayla oluşmamıştırlar. Bu anlamda dünyanın da eskiden halkaları vardı. Büyük ihtimalle dünya eskiden dev bir gezegendi aynı jupiter gibi. Fakat merkezindeki katı esir çabuk eriyince , gezegen çok fazla aya sahip olamadan küçüldü ve halkasız kaldı. 


 
  Bugün 3 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol