YÜKLERİN ÇEKİM VE İTİMİ, KÜTLE ÇEKİMİ
                                               Daha önce uzay sıvısında bir kütle çekimi olsa bile, bunun bildiğmiz gravitasyon olmadığını görmtük sebebi de bir girdap içindeki basınç dış sıvıdaki basınca eşit olduğundan girdap içinde de dışında da eşit hacimlerde eşit miktarda sıvı vardır. Bu sebeple güneş bizi bir taraftan çekerken, güneş hacminde ters taraftaki sıvı da bizi çeker ve dengede kalırdık. Oysa bizi güneş çekmekte, fakat ters taraftaki sıvı ya çekmemektedir.
                                                Bir elektron girdap düşünelim, bu girdap içinde dönen maddenin kütlesi olsa bile bir kütle çekimi yoktur. Bu durumda bir temel parçacığın kütle çekimi o parçacıkların girdap şeklinde dönmesinden kaynaklanmaktadır. Elektrostatik çekim ve itimin zaten girdap antigirdap çekimi olduğunu biliyoruz. Bu durum hesaplanmıştır hesaplamalar ODTÜ kütüphanesindeki "akışkanlar mekaniği" adlı kitapta bulunabilinir. Fakat kütle çekimi neyden oluşmaktadır. kütle çekimine sebep olan kütle kavramı nedir. Bir girdabın kütlesinin kendisini oluşturan sıvı parçacıklarının kütleleri toplamı olmadığı açıktır. 
                                            Kütle çekiminin materyal özelliği olduğu ve uzayı dolduran sıvının bir özelliği olmadığı çok açıktır. Tıpkı bir girdabın ters yönde dönen bir girdabı çekip itme kuvvetleri gibi, eğer girdaplar bozunursa o girdabın geriye bıraktığı sıvı diğer girdabın geriye bıraktığı sıvıyı çekip itmez. Kütle çekimi de yukarıda söylediklerimizden dolayı aynıdır. 
                                            EYLEMSİZLİ KÜTLESİ
                                            Bir girdap oluştuğu andan itibaren bir eylemsizlik kütlesi vardır. Yani F=ma formülüne göre a ivmesini kazanması bir F kuvvetiyle sağlanırsa bir m faktörü ortaya çıkar. Bu da cismin eylemsizlik kütlesidir. ÇEkim kütlesi ise gravitasyonel çekim kütkle miktarıdır ve iki cisim arasındaki kütle çekim miktarını hesaplamada kullanılır. Bir girdap oluştuğu andan itibaren dış etkiler ve kuvvetler olmadığı sürece olduğu yerde durur. Buradan anlıyoruz ki girdabı hareket ettirmek için kuvvet gerekir. Eğer elimizi kuvvet uygulanmış bir girdabın önüne koyarsak ve bu girdap da başka bir girdap tarafından çekiliyorsa, elimiz ve girdabın aynı anda aynı yerde bulunamaması şartıyla girdap elimize bir kuvvet uygular. Tabii girdabın elimize çarpınca bozulmamasışartıyla. Bu öyle bir durumdur ki elimizle girdabın herhangi bir kuvvet ilişkisinde olmasına gerek yoktur. yani aynı kuarkların elektronlarla hiçbir ilişkiye girmemesi gibi. oysa ikisi aynı anda aynı yerde bulunamıyorsa ikisinin çarpışabilmesi ve birbirlerine kuvvet uygulayabilmeleri kesin gereklidir. Fakat bu durum yüzük girdap teorisinde de aynıdır, kuarklarla elektron girdapları asla iletişime girmezler, giremezler. Bu durum aynen bilgiyle gerçeğin iletişime girememesi gibidir.  Gerçek bazen yanlış olur, buna toplumsal gerçek deriz. Toplumda yanlış gerçekler bulunabilir , toplumsal gerçekleri bilgiyle yenmenin zor olduğu ortadadır, o gerçeği başka bir gerçekle yenmek gerekir. Bu başka gerçek de antiparçacık gibidir, ikisi birbirini yokeder ve ortada bir gerçek kalmaz.