Özel rölativite teorisini duymuşsunuzdur, hiçbirşeyin ışıktan hızlı gidemeyeceğini öngören bir teori. Fakat bu teoride farkedilmemiş rölatif veya gerçek özel durumlar bulunur. Mesela herkes hızları kendine göre hesap eder. Bu durumda kişinin kendisi merkezi bir konumdadır, hatta konumlar kişiye göre hesap edilir. Herkes diyebilir ki ben duruyorum diğer herşey (kendisine göre duranlar hariç) hareket etmektedir. Herkes kendi konumunu özel görmektedir. Böyle olmakla beraber neden ışık hızı sabit bir sayıdır ve neden maksimum hız limiti ışık hızıdır. Bunu sebebi de çok basittir, eğer ışık hızı sabit olmasaydı kişi kendini özel göremeyecekti. Her yönde her hız olabilecekti ve kişi merkezi bir durumda olamayacaktı. herkes alelade konumlarda olacaktı. 
                                              Işık hızı sınırlı olduğundan dolayı kişi kendini merkezi bir konumda görebilir. 
                                              Kişinin özel bir durumda olabilmesi için illa ki kendisine "ben duruyorum" demesi gerekmez. Bu durma tanımı yapılmasa da kişi özel bir konumdadır. Her yöne giden cisimler ışık hızına çok yakın da olabilmektedirler, fakat ona ulaşamamktadırlar. Işık hızı da her yönde aynıdır.
                                              Diyelim ki a yönünde giden ve ışık hızına çok yakın hızda giden bir cisime çok büyük bir kuvvet uygulanıp ivmelendirilip ışık hızına geçmesi sağlanmaya çalışılırsa cisim çok çok az ivmelenecek ve ışık hızına ulaşamayacaktır. Bu durum o cisimde zamanın kısaldığı şeklinde yorumlanmalıdır. Eğer yeteri kadar zamanı hızlı geçse cisim ışık hızını geçecektir, fakat zamanı gitgide gitgide yavaşlamaktadır. VE cisim bir ivme kazanamamaktadır. Bu durum kütle artışı olarak değerlendirilmemelidir. Cismin sadece zamanı kısalmış ve sanki uzayda değil jöle gibi bir jel içinde gitme durumuna düşmüştür. Bu durum kütle artışı değildir, ancak engellenmedir. Hızlı giden bu cismin zamanının kısalması, onun zamanının duran cisme göre geçtiği anlamına gelir. Bu hızlı hareket eden cismin kendisine göre zamanının hızlı mı yavaş mı geçtiği tesbit edilemez bir şeydir.
                                             Bu durumda eğer hızla ilgili durum grafiğini çizersek, kişi merkezdedir, etrafta her yönde ışık hızında giden şey(bu durumda ışık) bir küre yüzeyi belirtir. Bu küre yüzeyinin duran cisim tarafında yani bu kürenin içinde normal cisimlerin normal hızları bulunur, kürenin dışındaki hız değerleri ise doğal sayılar tablosunda bulunup, fakat hız olarak yokturlar. Bu hızlar küresine bir kainat dersek, kainatın dışı yoktur! kişinin kendisi ise illa ki duruyor olarak tanımlanmak zorunda değildir, özel bir konumda denebilir. Hız küresinin ise merkezindedir, merkezdedir. Burada hızları vektör olarak düşünüyoruz, hızları yönlerine göre küre içine ve yüzeyine koyuyoruz, uzayda cisimlerin yerleri bu durumda tamemen önemsizdir.  Yani hangi hızdaki cismin hangi uzaklıkta olduğu önemsizdir, hız küresine bu şekilde yerlerştirilir. Bu görünen küre, kişi için yani merkzde bulunan cisim için hızlar kainatıdır, ve bunlardan başka hızlar olamaz. Bütün mesele bu kainat düz gibi görünmektedir, fakat o da ne , diğer her cisim de aynı hız küresini vermekte ve kendilerinin merkezde olduklarını iddia etmektedirler! Diğer bir cismin verdiği hız küresi tamamen birinci cismin verdiği hız küresiyle aynıdır, fakat birinci cisme göre , birinci cisme göre ikinci cismin hızı kadar yana kaymıştır. Oysaki bu durum birinci cisim için imkansızdır. 
                                             Kİşiye göre hızları bulmak için o kişinin bir bilinci olması gerekir. Uzaydaki bir göktaşına göre hız derken, o göktaşını bir insan yerine koyarız, ona göre hızlar ancak o zaman varolabilir. Yoksa göktaşına göre diye birşey bulunmayacaktır. İşte bu herkesin kendisini merkezde gördüğü sistem bilinçler küresidir. Çünkü her bilinç , kendisini merkezde görür. Oysa diğer bilinç de kendisini merkezde görecektir, oysa iki bilinç birbirinden farklıdır(bu durumda farklı hızlardadır.) 
                                            Buradaki mutlak haklılığı araştırmamız gerekiyor. Kendini merkezde gören hangi kişi haklıdır, hangisi gerçekten merkzdedir veya hangisinin hız küresi mutlak gerçek hız küresidir, bu durumda hangisi mutlak merkezdedir? Hangisinin küresi doğru olandır? Bilinçler gibi, bilinçler de kendilerini hep merkezde görürler ve haklı görürler. İşte bu durum bilinçler küresidir. HErnasıl oluyorsa rölativite teorisi veya ışık hızının sabitliği bilinçler küresi'ni vermektedir. herkes kendisini merkezde bilmektedir ve bundan dolayı kendisi haklıdır, kendisinin hız küresi doğrudur, Fakat her bilinç bilir ki diğer bilinçler de kendilerini merkezde görmektedirler. O zaman o da mı haklı? Fakat iki gerçeği hiçkimse kabul etmez, tek bir gerçek vardır, o halde hangisi? 
                                           Bu durumun çözümü hayal gücünde yatmaktadır. Ben Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik bölümünde okurken 2300481 kodlu Özel relativite dersi almıştım. O gün öğretmenimiz olan Ayşe Karasu bize bir küre yüzeyi denklemi vermişti, özel rölativite teorisi böyle bir küre yüzeyi denklemi veriyor sebebini hiçkimse bilmiyor demişti, oysa o anda ben bunu biliyordum, çünkü bir önceki gün bilinçler küresini rüyamda görmüştüm. 
                                            Cevabını ben rüyamda gördüm fakat sizler de hayal gücünüzle buna ulaşabilirsiniz. Rüyamda herşey özel rölativite teorisiyle ilgiliydi. İlk önce bunu sabitleyelim. Sonra bir küre yüzeyi gördüm, bu küre yüzeyi boş bir kainatta bulunuyordu, sonsuza kadar küre yüzeyinden başka birşey yoktu. Küre yüzeyinde yüzey gibi iki boyutlu fakat küre yüzeyinin küçük bir kısmını kaplayan bir bilinç vardı, yani diyelim ki küre yüzeyinin a noktasında bir nokta var ve bu nokta da bilinç, veya noktadan büyük yüzeye çizilmiş bir şekil düşünün, o bilinç olmalı. Bu durumda kainat boşsa öyle oluyor ki kişi birşeyleri anlıyor küre yüzeyinin her noktası diğer her noktasıyla eşit özelliğe sahip olduğundan bilinç kendisnin merkezde olduğunda ikna oluyor ve "Ben merkezdeyim" diyor. Rüyamda da öyle diyordu bilinçler. Sonra diğer bir bilinç geldi o da küre yüzeyinde biraz daha ilerideydi, o da "ben merkezdeyim" dedi, Böyle 6-7 tane bilinç konuştu ve ben merkezdeyim dedi ve hiçbiri de küre yüzeyinde aynı noktada değildi. O zaman herşeyi anladım fakat anlamadığım şey şu ki nasıl oldu da Ayşe KArasu hanım o günün sabahında bunu söyleyebildi. Bu işte sanki bir kontrol vardı, Neyse o anda dersi dinlemiyordum, Ayşe hanım küre yüzeyiyle ilgili bu lafı söyleyince hemen tahtaya baktım formülü silmişti , sildikten sonra söylemişti. O anda birşey demekle dememek arasında kaldım sonunda demedim. Fakat bu bilinçler küresini boş bir kainatta hayal ederken, o küreye bir yönden bakmamayı başarmanız gerekir. O zaman anlaşılıyor ki sadece bilinçler değil, bu duruma düşen herkes kendisi için ben merkezdeyim diyecektir. Zaten her bilinç kendisini aynı durumda görüyor bunu da aynı söyle söylüyorsa herbirinin konumu diğer herbiriyle aynı olmalıdır. Bu durum da zaten otomatikman bir küre yüzeyinde bulundukları bilgisini verir çünkü bir küre yüzeyinde her noktanın özelliği diğer her noktayla aynıdır. 
                                               MErkez iki tane olamaz, tek bir tane olabilir. Hız küresinin merkezinde kendilerini bilen cisimler, aynı hız küresinden bahsetmekte, fakat merkezinde kendileri olduğunu iddia etmektedirler. Hız küresinin her noktasında bulunan hızlar yönler dahi aynıdır. Şunu unutmamak gerekir ki hızlar küresinin içindeki ve yüzeyindeki her bir nokta ayrı bir hızı belirtmektedir. Fakat iç noktalarda illa ki bir cisim bulunmak zorunda olmaz. Bir hız değeri vardır fakat o hızda bir cisim yoktur. Şimdi size soruyorum, rüyamı hesaba katmayarak, nedir bu denklemin çözümü?... 
                                              Peki Einstein özel rölativite teorisinde durumu nasıl çözmüştür. Einstein kendi merkezde olan cisme diğer cisimlere göre de ışık hızının sabit olduğunu bildirmiş, ve hepsini de haklı görerek denklemlerle bu durumu çözmüştür. Oysa benim çözümüm öyle değil, çünkü bu durum sadece bir küre yüzeyi(bu durumda hiperküre yüzeyi) ile çözülebiliniyorsa, o zaman tam tersi bir çözüm doğrudur, o da hepsini de haksız görerek yapılan çözümdür. Çünkü hepsi de kendisini merkezde görmektedir, oysa merkez bir tane olur, bu durumda rüyada gördüğüm küre yüzeyi doğru ise hepsi de haksızdır, hiçbiri de merkezde falan değildir, bir küre yüzeyinde düzilmişlerdir! GErçi Eisntein'ın çözümünde hepsi de kendi kürelerinin merkezindedir, fakat benim çözümünde hepsi de bir hiperküre yüzeyindedirler , ve o şekilde durumları tamamen eşittir. Einstein'ın çözümünde ise eşitlik vardır, fakat hernasılsa (tanımlanmadan) hepsi eşit durumda kabul edilmiştir. Bu eşitliği bir hiperküre yüzeyinden başka hiçbirşey tanımlayamaz bence. Fakat Esintein'ın çözümünü değil de benim çözümümü kabul edersek, çözüm nedir? 
                           Bu cisimlerin hepsi hız kürelerinin merkezindedir, fakat kendilerine göre merkezdedirler. Kendine göre merkez olduğu için açıkça merkezdeliik rölatiftir. çünkü her diğer cisimler de kendilerine göre merkezdedirler. Bu durumda merkezdelik rölatif olur.
                                              Benim çözümümde kendileri bir hiperküre yüzeyinde olduğu için durumları tamamen eşit gibi görünmekte , fakat aslında farklı olmakta . çünkü birkere herbiri hiperküre yüzeyinin farklı bir noktasındadırlar, fakat kendi bakış açıları diğer herkesin bakış açısıyla tamamen eşittir.  Ayrıca bilinçler kendilerini merkezde oldukları için haklı görürler. Oysa burada hiçbiri merkezde değildir, Eğer merkezde olmak haklılıksa bu durumda bu kürenin gerçek merkezinde bulunan birşey haklı olabilir, yüzeyinde bulunup kendini merkezde gören biri değil.
                HER CİSMİN HAKSIZ OLMASI
                                            Bilinçler kendilerini merkezde gördükleri için kendilerine haklı dediklerinden, ve aslında merkezde olmadıklarından, bu durumda haklı değillerdir. Fakat ortada gerçek bir merkez vardır, eğer haklı olmak merkezde olmaksa bu durumda küre yüzeyinin gerçek merkezinde olan kişi haklıdır. Bu kainnataki kürenin asıl merkezinde olan kişi haklıdır. Fakt o kişiye göre bütün hızlar tamamen eşittir. hız küçüklüğü veya büyüklüğü sebebiyle ayrışım sadece küre yüzeyinde bulunan rölatif merkezdeki bilinçlere göredir. Asıl merkezde olan bu kişi bütün hız vektörlerine dik bir açıdan bakmaktadır. kürenin bir noktası onun için özel olmadığından, bütün hızlar durmak ve ışık hızı dahil tamamen aynıdır. Bu kişi için hız bir vektör de değildir, çünkü hızın vektör olması küre yüzeyinde rölatif merkezlerde bulunan cisimlere göredir.
                                           Boş bir kainatta bulunan hızlar küresinin yüzeyinde bulunan bir cisim öyle bir durumda olur ki diğer her cisim de aynı durumdadır. Bir cismin hızlı olup olmadığı hatta ışık da dahil belli değildir. Çünkü bir cisme göre ışık hızının olduğu noktada diğer cisme göre bir cisim bulunabilmektedir. fakat o noktayı ışık hızı olarak gören cisim, ötekine göre o noktada olan cismi başka noktada görmektedir. Bu durumda boş kainatta bulunan bu küre yüzeyinin hertarafı tamamen birbirine eşittir. Cisimler yüzeyde bir noktada bulundukarı için diğer hızlar varolabilmekte ve farklılık olabilmektedir. Bu durumda durmak da yani sıfır hız da, ışık hızı da diğer aradaki hızlar da tamamen birbirine eşittir, cisimlerin bu homojen küre yüzeyinde bulunmaları bu farkı oluşturmaktadır. çünkü artık her cismin bulunduğu nokta sebebiyle herşey değişik görünmektedir. Çünkü artık herşeye bir noktadan bakmaktadır, subjektifliğinden dolayı farklılaşma olmuştur. Böylece her hız birbirinden ayrı görünür. küre yüzeyinde her cismin tamamen eşit durumda olmasından dolayı rölativite mümkündür. çünkü hepsi de merkezdedir. Böylece hepsi bana göre diyebilir ve hepsi de haklı olur. kürenin heryerinin birbiriyle aynı özellikte olması, ışık hızının da olabileceğini gösterir. çünkü o da normal bir noktadır.