Girdap Teorisi
  ZAMANLA İLGİLİ YENİ BİR TEORİ
 
                                                   ZAMAN TEORİSİ

                                                   Zaman teorisine göre ardışık iki anımız ardışık iki an değildir. İki ardışık anımız arasından zaman geçmektedir. Teoriye göre ardışık iki anımız arasından 100 sene geçer. Bu zaman boş değildir, o zamanda başka bir kainat vardır. Bu kainatta aynı dünya gibi bir yer vardır. Bu yer o kadar dünyaya benzer ki bir kişiye bir fotoğrafı gösterilse orayı dünya zanneder. 

                                                    Diyelim ki bir anımız geldi ve geçti. Bundan sonra hemen diğer sıradaki anımız gelmez, onun yerine başka bir zaman gelir. Bu zamanda bizler ve dünya yoktur, onun yerine başka bir kainat ve başkaları vardır. Burada tam 100 sene geçer ve sonra bizim sıradaki anımız gelir. Sonra bizler bir an yaşarız ve tekrar öteki zaman geçer. Orada tekrar 100 sene geçer ve sonra bizim diğer anımız gelir ve bu böyle sürer. 

                                                     Bizler iki anımız arasındaki bu zamanda bulunmayız, bizler varken anımız arası zamanı olan kainattakiler de bulunmaz. yani biz varken onlar yoktur, onlar varken bizler yokuz. İki anımız arasında varolmadığımız için bu geçen 100 seneyi farketmeyiz. O zamanda yaşayanlar da bizim zamanızı yaşamadıkları için bizim zamanımızı farketmezler. 

                                                     Bu ihtimal yani iki ardı ardına geldiğiğini zannettiğimiz zamanın arasından zaman geçebileceği ihtimali bugüne kadar hiçkimsenin aklına gelmemiştir. En azından modern bilim tarihinde böyle bir şey bilinmemektedir. Bu iki ardışık zannettiğimiz zaman arasından geçen zamanda bir kainat bulunma ihtimali olabilir. Aslen bu konu dini de bir konudur yani aslında din adamlarına sormak lazım buna ihtimal verebilirmiyiz diye. Eğer dinde yasak değilse bunu tartışabiliriz. fakat işin ilginç tarafı bizim bir anımız geçtiğinde diğer kainat bir anda ortaya çıkıyor, yani tekrar yaratılıyor. Bu durumu kafamızda anlamak için önümüzde bir elma durduğunu farzedelim, 1 saniye bu elma durduktan sonra biden elmanın yerine armut geldiğini, elmanın yokolduğunu farzedelim. Bu anda tek bir şey diyebiliriz, elma yokolmuştur yerine armut yaratılmıştır. Gözümüzün önünde olan bu olay hep devam ediyor, 1 saniye elma 1 saniye armut sonra tekrar bir saniye elma bu böyle gidiyor diyelim. Bunu değişik şekillerde yorumlayabiliriz, bazı kişiler elma armut oluyor sonra tekrar elma oluyor gibi de düşünebilirler. diyelim ki 10 dakika boyunca her saniye bu şekilde elma oldu orada sonra armut oldu sonra tekrar elma oldu ve bu böyle devam etti. Durumda kendinizi elma yerine koyun. Elma varken armut yoktu. Sonra elma yok oldu. Fakat hiçkimse yokken yokluğunu bilmez. sonra tekrar elma oldu. Bu durumda elma, aradaki armutun varolduğunu farkedemeyecektir. Eğer elma etrafındaki değişimlerden anlayamazsa kendisinin 1 saniyelik zamanlar boyunca yokolup durduğunu da asla bilemeyecektir. elma Hep varolmaya devam ettiğini zannedecektir. Çünkü hiçbirşey yokken yok olduğunu bilmediği gibi, kendisi yokken geçen zamanı da dış bilgi olmadan yani dıştan görerek veya birisinden öğrenerek bilmediği sürece bilemez. Bu durumda elma için armut hiçbirzaman farkedilemez, armut hiçbir zaman varolmaz ve armudun bir zamanı da geçmez. Elma, ardışık geçen iki anının mutlak olarak zamanda ardışık olduğunu iddia edecektir. Oysa bizler dışarıdan baktığımızda bunun böyle olmadığını söyleyeceğiz. İşte bu teori bunu söyler fakat elma bizim kainatımızdır, armut ise teoride bulunan diğer kainattır. biz yokoluruz, fakat yokolduğumuz zamanda varolmadığımız için ne böyle bir zaman olduğunu, ne böyle bir zamanda armut olduğunu(diğer kainat) farkedemeyiz.. Bu durumda ardı ardına yaşadığımız iki zaman anını mutlak olarak ardı ardına gelen iki an zannederiz. Bunu yani arada diğer kainatın varolduğunu bizim yokolduğumu dıştan bize söyleyen bir şey de yoktur aynı elmaya söyleyen olmadığı gibi. Bunu anlayabileceğimiz dış başka bir şey de olmadığından tam elmanın durumuna düşeriz. Yani elmanın yanıldığı gibi biz de yanılırız, iki ardışık anımız arasında zaman yoktur dahi diyemeyiz, çünkü iki ardışık anımız arasında zaman olabileceği ihtimali dahi aklımıza gelmez. İşte bizim kainatımız ve varsa diğer kainat böyledir. Onlar da bizim kainatımızın varolduğunu sanırım anlayamamışlardır eğer varlarsa. Fakat bu durumda zaman ilerlerken ışınlanma yoksa veya zamanda yolculuk gibi şeyler yoksa bu durum açıkça önce elmanın yaratılmasıdır, sonra elmanın yokolmasıdır ve armudun yaratılmasıdır. Yani kısaca insanlar bu böyledir. Bir yorum daha olabilir, elma armuda dönüştü de denebilir. Fakat bir dönüşüm süreci bulunmamaktadır. Yani hiçbirzaman elmanın armuda dönüşüyor olduğu bir zaman yoktur. Bu iki kainatı düşünürsek, bu iki kainat aynı yerdedir fakat farklı zamanlardadır da diyemeyiz. Çünkü yerlerinin aynı olmadığını biliriz. Yani elmayla armudun birer saniye arayla farklı yerlerde yaratılıp yokedilmesidir bu. Yani diyelim ki elma armudun yanında yaratılıyor, sonra elma yokolduğu anda armut onun biraz ilerisinde hacimlerinin kesişmeyeceği biryerde yaratılıyor. Bu durumda buna elma armuda dönüştü de diyemeyiz. Olan şey sırayla elmanın yokolup armudun yaratılması, sonra armudun yokolup elmanın yaratılması, sonra tekrar armudurn yokolup elmanın yaratılmasıdır. Bu durumda açık gibi olan şudur ki bizim kainatımız her an yokolmaktadır, başka bir kainat yaratılmaktadır, o kainatta yüz sene geçtikten sonra tekrar o kainat yokedilip bizim kainatımız yaratılmaktadır. TAbii hipotez doğruysa yani bu teori doğruysa bunlar geçerli olur. 
                             Bu teorinin islam dinine uygun olup olmadığı önemli bir nokta. Dinle bilimin çelişemediğini biliriz fakat bilimde hurafeler varsa o durum ayrı fakat pek fazla hurafe de bilimde olmadığı gibi çok fazla yanlış noktalar bulunma ihtimali de olabilir doğrular daha fazla olmakla beraber. Fakat bir noktada bu teori dine uygundur o da dinde bulunan "herşey helak olup gidicidir" sözü. Bir islam alimi bu sözle ilgili " iki ardı ardına gelen an arasında bu yokolma olabilir demiştir." tabii ki dedikleri geçmiş mücedditler, müçtehidler, islam alimleri, sahabe, tabiin , tebe i tabiin, salihler, Sıddıklar, zahidler ve velilerin ittifakla geçersiz dedikleri bugünkü ilahiyat profeserlerinden bahsetmiyorum. İslam alimleri kesinlikle profesör değildiler, profesörlerden çok daha fazla süre ilim öğrenmişlerdir ve onları özümseyerek öğrenmişlerdir. İşte o islam alimlerinden biri bunu söylemiştir. BEnim teorim ise aynı şeyi söylüyor, fakat bir şekil bildiriyor yani şu şekilde olur diye aradaki kainatın arada bulunduğunu ve yüz senesi geçtiğini iddia ediyor doğruysa yanlış da olabilir tabii. Bir yönden daha dine uygun o da şu ki bazı yine alimler de her an varoluruz ve yokoluruz derler. zaman geçerken hep bu olur derler. Bu alimlerin dediklerine de uygun bu teori. Fakat kesinlikle dinin yarısına uyan birşeye ben dine uygun deme salahiyetine sahip olamadığım için sonuç olarak bu teori dine uygunmudur tarafımdan bilinmemektedir. O yüzden teori doğru mu yanlış mı bilmiyorum diyerek sözü noktalıyorum. 
                                            BU TEORİ DOĞRUYSA SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİ
                                           Sebepler zamanda sonuçtan hemen önce gelirler. Bu teoriye göre ise durumun hiç de öyle olmadığı durumlar vardır. MEsela bizler bir an yaşadıktan sonra diğer kainat gelir, fakat bizim kainatımızda o kainatın geldiği ilk anda olan şeylerin hiçbir sebebi yoktur, onların görünen sebepleri ise, bizim yaşadığımız bir anın hemen öncesinde yine diğer kainatta bulunmaktadır. Bizim dinimize bu da uygundur çünkü islam dinine göre sebepler tesirsizdir. Bu durumda da sebeplerin sadece sonuçtan önce gelen şeyler olduğu, zannettiğimiz türden bir sebep sonuç ilişkisi olmadığı ortaya çıkar.  bizim kainatımız için de  aynı şey geçerlidir, bir sebeple sonuç arasından yüz sene geçer ondan sonra sonuç olur, oysa normal olarak bilimde incelene sebepler böyle düşünülmemişlerdir. Bu durum aklımıza daha başka şeyleri de getirmektedir eskiden düşünmediğimiz. O da şudur ki, bir anda bulunan sebep diğer anda sonuç doğurur zannetmemize rağmen, o iki an arasında hiçbir ilişki tanımlayabilen olamamıştır. Birbirleriyle fiziksel anlamda hiçbir ilişkisi olmayan iki şey birbirlerini üretemezler yani sebep ve sonuç fiziksel olarak birbirinden bağımsızdır. Buna kimse itiraz edemez çünkü iki farklı an arasında bulunan iki şey arasında hiçbir ilişki bulunmamaktadır ve bulunamaz. Buradan tam dine uygun bir sonuç çıkıyor, yani sebebin sonucu etkilemesi tamamen imkansızdır. Çünkü sebep ve sonuç iki farklı zamandadır. Bu teori doğruysa zaten bizim bir anımızın en sonunda(Anın bir uzunluğu varsa) olan şeyin, yüz sene sonra gelen diğer anımızın en başında olan şeyin sebebidir demek de oldukça zordur. Fakat bugüne kadar en azından modern bilim tarihinde bundan şüphe eden birini dahi duymadım belki de vardır tam bilmiyorum çünkü metafizik de bilimin varlığı inkar edilmiş olsa da bilimadamları tarafından bir dalıdır. Ayrıca daha değişik olanı da şudur ki bizim kainatımız diğer kainattan önce gelir fakat o kainat sebebi olduğunu bilmiyoruz bizim kainatımızın. Tıpkı yukarıda verdiğimiz elma armut örneğinde elmanın armudun sebebi olduğunu söyleyemediğimiz gibi. 
                                                         
                                                    
 
  Bugün 8 ziyaretçi (33 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol