ZAMANLA İLGİLİ MANTIK KURMA VE YANILGILAR
Burada yazdıklarım bugüne kadar kimse tarafından söylenememiş şeylerdir. Birçok fikirlerim çalındığı ve yabancı bilimadamları tarafından kendi fikirleri olarak lanse edildiği için bunu söylemek zorundayım. Fakat ben bilimadamı değilim, sadece düşünürüm. Fakat burada yazdıklarım zaman hakkında ilerleme sağlamak içindir. Buradaki herşeyin yanlış olduğunu iddia etmiyorum. Fakat bu tür düşünceye dünya üzerinde kimse sahip olmadığı için diğer insanlara da düşünce yolu açması muhtemeldir. Zamana meraklı kişilere yeni düşünce yolları açabilirse sevinirim çünkü ben de zamanla ilgili merak sahibiyim ve yeni birşeyler öğrenmek isterim.
Zamanla ilgili ben çalışırken, bazı noktalarda zamanı tanımlama sorunları ve Eskiden Einstein'ın zamana boyut demesi gibi durumları incelerken, zamanın bir boyut olmadığını, bir doğru olduğunu düşündüm. Çünkü Boyutların bir bedeni olamasa da eğer doğru olursa bu durumda bu doğrunun her noktası bir an olurdu ve zaman bir doğru olurdu. Bundan çıkan sonuçlardan bazıları mesela zaman küpü gibi şeylerdi. Mesela zaman küresi, zaman çarpışmaları gibi. Zamanın bir doğru olması bunu getiriyordu çünkü mantıksal olarak her doğru birçeşit uzaya çizilebilirdi. Bu durumda da zamanın birçok boyutu olabilirdi fakat zaman orada bir cisim gibi oluyordu. Zaman an an ilerlerken, zamanın küp şeklinde olması anlaşılabilir birşey değildi. Yani bu zaman nasıl geçecek anlamında. Bu durum daha da ileri gitti, bir zamana paralel başka bir zaman olabiliyordu, ayrıca zaman çemberi gibi şeyler olabiliyordu. Çember durumunda zaman dönüp dolaşıyor sonra tekrar ilk an geri geliyordu ve bu zaman hep devam ediyordu. Fakat bu zaman hep devam etse de hiçkimse bir olayı birden fazla defa yaşadığını söylemiyordu. Tıpkı zaman paradoksları sayfamızdaki geleceğe giden adamın durumu gibi.
Zamanın tekrar tekrar gelmesi elbette zamanın zamanıyla açıklanabilir. Fakat o zamanda yaşayan kişiler zamanın zamanını bilmemekte olduğundan onlar için zaman tektir ve kendi zamanlarıdır. Zamanın devamlı geçmesi de aynı şey olabilir. Yani aslında bizim için sadece zaman geçmektedir, fakat zaman için de zamanın zamanı geçmektedir. Bu durumda eski bir zaman tekrar gelse bile bizim için sadece zaman olduğundan ve ikilemeyeceğinden, o kişi o zamanı tekrar yaşadığını bilmez, illa ki ilk zamandır ve ilk kez yaşıyordur. Fakat zaman öyle demez, ben ikinci kez geldim diyecektir. Fakat o zamanda yaşayan kişiler için yine aynı zaman olduğundan ve kendileri ikinci bir değişime uğramadığından çünkü aynı zaman gelmiştir, onlar bu ikinci gelmeyi asla bilmeyecektir. Fakat zaman öyle birşeydir ki zamanın zamanının geçmesi sadece zaman için zaman geçmesi fonksiyonunu yapmaktadır. Onun haricinde zamanın zamanı geçtiğinde bir zaman değişip o zamanlarda yaşananlar da değişmemktedir. Eğer böyle olsaydı zaman aslında iki boyutlu bir düzlem olurdu ve zamanın zamanı geçtiğinde zaman değişince zamanın zamanının bir ilerki anında zaman ileriy doğru değil yana doğru bir ileriye geçerdi. yani bizim bildiğimiz zaman pozitif x yönünde ilerlerse, zaman değişince yeni zaman zamanındaki yeni zaman pozitif y yönünde bir ilerki nokta olurdu. Bu durumda zaman zamanı da pozitif y yönünde bir doğru olurdu, böylece zamanın zamanının her yeni anı geldiğinde zaman pozitif y yönünde bir ilerki noktaya gelirdi. Yani zaman sonsuza uzayan bir yarı doğru olsa, zamanın bir sonraki anı geldiğinde zaman pozitif y yönünde bir sonraki noktaya geçerdi. Burada y absisi zamanın zamanıdır. Tabii ki burada mantık olarak zamanın geçmesi zamanda bir değişim oluşturuyorsa zamanın zamanı gerekli olur. Zamanın geçmesi zaman için değil de bizim için gerekliyse ve zaman değişmiyorsa, bu durumda bizim iki çeşit zamanımız olur, birincisi normal zaman , ikincisi de bir sonraki zamana geçmemiş için gerekli ikinci zamandır. Bu durumda gelecekte olan herşeyin zamanıyla birlikte var olduğunu farzediyoruz. Bu nokta biraz zor bir nokta olabilir , fakat buradaki iki çeşit zamanımızın da aynı zaman olması da muhtemel olabilir. Çünkü ikinci ve yeni çeşit zaman geçince bizler yeni zamana geçiyorsak, Bu durumda bu yeni zaman zamanımızın geçmesinden sorumlu olmakla beraber zamanın da zamanı olmaz. Bu durum bu durumu çözmek için önemli bir nokta gibi çünkü zamanın zamanı var diye kabul ettiğimizde o zaman zamanın zamanının da zamanı olması gerekiyor, onun da zamanı olması gerekiyor, onun da zamanı olması gerekiyor ve bu durum sonsuza kadar gidiyor. Bu durumda sonsuz çeşit zaman sadece birbirlerinin geçmesi için varoluyor bu da kabul edilebilir birşey değil gibi görünüyor.
Zamanın zamanı geçtiğinde, mesela daire şeklinde başladığı yerde biten bir zaman düşünürsek, bu durumda zamanın ilerlemesi zaman zamanıyla açıklanır. Fakat bu durumda da zamanı geçen kişinin zamanı zamanın zamanı olmadığından o kişi nasıl gelecek zamanı yaşayacak? Bu durumda zamanın zamanı kişinin de zamanı olmalı gibi geliyor. Bu durumu şöyle daha iyi anlayabiliriz: bizler kendimizi duruyor kabul etsek ve zaman geçiyor desek, bu durumda bizler bir zaman referans sistemi oluruz ve durduğumuz "yer" zamanın hareket edebildiği bir referans sistemi, bir zaman uzayı gibi olur. Normal bildiğimiz uzay olmaz. Fakat bu durumda tıpkı normal bizim uzayımızda olan hareketler gibi zamanın zamanı geçtiğinde zaman bize göre hareket ettiğinde bu durumda zamanın zamanının hem bizim zamanımız hem de zamanın zamanı olması gerekir. Tıpkı biz durduğumuzda araba ilerlediğinde arabanın zamanının bizim de zamanımız olması gibi klasik hızlarda. Bu durumda şöyle bir karışıklık olur, bizler zamanımızı görmeyiz, bu durumda zaman mı zamanımız yoksa zamanın zamanı mı zamanımız da zamanın zamanın geçince mi zaman geçiyor yoksa zaman geçince mi zamanın zamanı geçiyor bilemeyiz. Bu bilememe relatiftir. Yani ikisi de aynı fonksiyonu görüyorsa hangisinin hangisinin zamanı olduğunu bilmemiz de zordur. Fakat bu durumu rölatif olarak düşünmezsek, biz de zaman gibi geçiyor oluruz. Şu açıktır ki bizim diğer zamana geçmemizin sebebi de zaman geçmesi değildir. Çünkü hem biz bir sonraki zamana geçeriz, hem de bir sonraki zaman olur. ikisinin beraber olduğunu düşünürsek zamanın geçmes
İşin daha da kritik boyutuna bakarsak, kendimizi durup zamanımız geçiyor gibi kabul etmezsek biz de zamanla beraber geçeriz, zaman geçer, biz d gelecek zamana geçeriz. Bu bilginin çok ileri bir bilgi olduğunu düşünüyorum, o da şudur, bu durumda biz hareket ederken zaman geçtiği için hareket etmeyiz, zaman da biz hareket ettiğimiz için geçmiş olmaz. Yani zamanın geçmesi hareketin sebbi olmadığı gibi hareket de zamanın geçmesinin sebebi değildir. Çünkü ikisi aynı anda! olur! Biri olduğu için diğeri olmaz. Bu bilgi ileri de olsa şu durumdan dolayı doğru dahi olmayabilir: Burada zamanı an an düşünüyoruz, yani bir anlamda doğruyu noktalarına ayırıyoruz, Bu durumda doğru olan bu durum, eğer zamanı uzunluğu olan bir doğru parçası olarak düşünürsek yine doğru mu olur acaba? Fakat bir doğrunun noktalardan oluştuğu ortadadır. Bu durumda doğru olması gerekir her ne kadar noktalardan doğru tanımlayamasak da.
Bu bilgiye göre hareket edersek mesela 10 saniye boyunca 5 metre yol aldığımızda aldığımız yol geçen zamandan bağımsız olup geçen zaman da aldığımız yoldan bağımsızdır. ;Bu aslında zaten belliydi çünkü belli bir zamanda her yolu alabiliriz, veya belli bir yolu her zamanda alabiliriz. Bu durumda hızlar relatif çıkarlar. Fakat rölativistik anlamda mı bilmiyorum.
Burada bir de önemli yanılgı vardır. O da şudur ki zamanın geçmesi bizim biryerd hareketimiz gibi değildir. Bu sebeple her hareket zaman istediği halde zaman geçmesi bu kategoriye girmez. Bu anlamda zamanın zamanının bulunması gerekmeyebilir. To be continued
ZAMAN KÜPÜ
Zamanlar bize göre farklı farklı zamanlarda gelirler. Burada önemli olan rölatif olarak bize göre olmasıdır farklı zamanlarda gelmelerinin. Böylece zaman geçebilir. Mesela bize göre 10 dakika 10 dakikada geçer. oysa o 10 dakika o 10 dakikayı yaşamadığına göre nasıl 10 dakikada geçebilir? İşte burada mesele bunun bize göre olmasıdır. Bir zaman küpü düşünelim, bu zamanın geldiğini düşünelim. Kişi aynı anda! birçok zaman noktasında bulunacaktır.
Bir zaman geçtiğinde diğer zaman gelir. Fakat bu zamanın geçmesi de diğer zamanın gelmesi de bize göredir. Çünkü geçen zaman bizim zamanımızdır zamanın zamanı değildir.Zaman hiç geçmediğine göre bir sonraki an nasıl oluyor? çünkü zaman geçerken zamanın değil bizim zamanımız geçtiğinden o zaman bir sonraki zaman nasıl oluyor zamanın zamanı geçmemiştir? Burada sorun şudur ki bir sonraki zaman da zamanda bir sonraki zamandaki zamandır bize göre. Oysa zaman için zaman , zamanda ileride veya geride değildir. Böylece bir sonraki an "gelme" eylemini yapamaz kendine göre. Yani zaman geçtikçe zaman değişmez, sadece bize göre zaman gelir, zaman gelmez. Yani zaman gelmez ama bize göre gelir.
Burada önemli olan şudur ki bizler bir zamanı, o zaman geldiğinde yaşarız. Fakat zaman kendi kendisini o anda yaşamaz. O zaman yaşanmış olur fakat bu da zaman için değildir, bize göre o zaman yaşanmış olur. Bu durumda zaman bir eylem yapar ki o da yaşanma eylemidir. Zaman bize göre geldiğinde kendisi bu rölatif durumda yaşanma eylemini yapar. Bu durumda zaman kendi kendisini yaşamadığına göre zamanın yaşanması da bize göredir. Zamana sorarsak yaşandım demeyecektir.
ZAMAN BULUNABİLECEĞİN BİR YAŞANACAK BOŞLUKTUR
Zamanı düşünürken herzaman zamanın zamanının da olduğunu düşünürüz. Fakat bunu anlamayız. mesela 1985 yılı geçti, geçmiş oldu deriz. oysa bazen de 1985 yılı geçmişe gitti deriz. eğer geçmiş olduysa 1985 yılı nasıl geçmişe gidiyor. geçmiş zaten 1985 yılıdır, kendisi nasıl bu geçmişe gidiyor. yani yanılgımız şudur "zaman kendi kendisinin de zamanı" gibi düşünürüz. bu durumda mesela zamanın başlangıcından öncesi de zamanın zamanıymış, onu da zaman gibi düşündüğünden zamanmış gibi düşünürüz.. bu durumda zamanı bulunabileceğimiz zamansal bir boşluk olarak düşünebiliriz. Kısaca yanılgılı düşüncemize göre zaman kendi kendisinin de zamandıır. kimbilir belki de bu doğrudur fakat analitik düşünceye ters düşüyor. hiçbirşey kendi kendisinin zamanı değilmiş gibi düşünmek daha doğru.
ZAMANDA YOLCULUK
gelecekte bir kişi geçmişe gidecek diyelim. Zaman makinesi de icad edildi diyelim bu durumda kişi 500 sene geriye gidiyor diyelim. gitmeye de başladı diyelim. bir önceki ana geçtiğinde o anın ilk gelişidir. 100 sene önceye ulaştığında o anın da ilk gelişidir. fakat kişinin kendisine göreo anlar daha önce yaşanmıştır, bu sebeple ikinci gelişidir. fakat kişi 100 sene önceye ulaştığında o zamadna bulunan herkes için o zamanın ilk gelişdiir, fakat yolcu için ikinci geliş olur. fakat yolcu için de aslında ilk gelişidir çünkü yolcu o zamanın ilk geldiğinde o zamanda vardı. bu durumda yolcu gelecekteyken şöyle düşünüyordu: ben geçmişte varım, 1000 sene önceyi yaşadım ama henüz haberim yok ne yaptığımdan o zaman. bu durumda kişi geçmişe gitmeden önce geçmişi zaten yaşamıştır. eğer geçmişe dönerse orada istediklerini yapar. gelecekten sonra geçmişi yaşamış olmaz. fakat gelecekten sonra zaten yaşamış olduğu geçmii yaşar ve 500 sene öncesinde istediğini yapar.
ZAMAN KÜPÜ
Zamanın da birçeşit uzayı olduğunu fakat bu uzayın bizim uzayımızdan tamamen başka bir şey olduğunu düşünebiliriz. Bu durumda bu uzay da birden fazla boyutu içerebilir. Mesela iki boyutlu veya üç boyutlu gibi. Bu durumda zamanın da buralara yayılmış olduğunu düşünebiliriz. Bu durumda şekilli zamanlar oluşabilir. MEsela zaman küresi, zaman küpü gibi. Bunları anlamak zordur ama üzerinde fazlaca düşünürsek eğer zaman küpünün bizim yaşadığımız zamana benzerliği ortaya çıkar. Bizim yaşadığımız zaman bu durumda bir yarıdoğru olur, Yani bir noktadan başlar ve sonsuza uzanır. Ancak bizim yaşadığımız zamanda da doğru parçaları bulunur. Fakat bu doğru parçasının her noktasında aynı anda bulunmayız. Aynı bunun gibi bir zaman küresi de bulunabilir, fakat aynı zaman doğru parçasında olduğu gibi bu zaman küresinin belli bir alt hacminde veya bu kürenin tamamında aynı anda bulunmamız gerekmez. Bu durumda zaman küpü zaman küresi gibi şekli olan zamanları daha iyi anlayabiliriz. Yani o şekilde zaman bulunsa bile onun bir noktasında bulunuyorsak sadece bu durumda zaman küresi bulunabilir. Bu türden birden fazla boyutlu zamanların olabilirliği orijinal olarak benim fikrimdir, fakat diğer Buinsanlara söylediğimde bu fikrimi çalanlar olmuştur. Buna çalma demek doğru mu bilmiyorum ama bu fikrimi almışlar ve kendi fikirleriymiş gibi lanse etmişlerdir. Bu durum bilim dünyasında pek ahlaki kabul edilmiş bir durum değildir yani iyi karşılanmamasına rağmen yine de yapılmıştır.
Bu tür iki boyutlu zamana benzer ortaya atılması daha kolay fakat aslında iki boyut içerdiği anlaşılamamış başka fikirler de vardır. MEsela geçmişte bilim adamları zaman dairesi fikrini ortaya atmışlardır(Ama zaman diski değil). Bu zaman dairesi fikrine göre bir zaman başlar ve daire şeklinde dolanır ve sonra tekrar başladığı yerde yine biter. Bu durum tam anlaşılamamıştır fakat ben bu şekilli zamanları ortaya attığımdan beri o dairenin içi de düşünülebilinmektedir şimdilik sadece tarafımdan ve fikir söylediğm diğerleri tarafından. bir daire varsa bunun içi yoktur diye iddia edenler de olabilir. Fakat içi yoksa ortada sadece başladığı yerde biten zamandan sözedileblinir fakat daire diye bir şekilden sözetmek imkansızdır. Bu tıpkı daire şeklinde ve inceliğinde bir yer var fakat o dairenin içi ve merkezi olan yerler yok demek gibidir. Böyle bir yer olabilse bile üzerinde uzun süre düşünmek gerebilir sanırım. Sonuçta büyük ihtimalle bu dairenin bir içi bulunmalı bu da tek boyutlu zaman iki boyutlu özeliği bilinmez bir uzayda anlamına gelir. Yani bu da şu demektir, zamanı tek boyutlu düşünmemize rağmen, zamanı birçeşit uzayda kabul ediyor olabiliriz. Bu durumda fizik derslerine bir yarıdoğru olarak çizdiğimiz zamanı her doğru bir uzaya çizilir mantığıyla birçeşit uzayda kabul ediyor olabiliriz. İşte böyle bir uzay varsa zaman küpleri ve zaman küreleri varolabilmektedir. Anlarşılması zor olan bu tür zamanları düşünürsek, bir zaman doğru parçasının da çok noktalı bir zaman olduğunu fakat onu anlamakta zorlanmadığımızı düşünürsek anlayabiliriz belki.
Erdal Abaylı